ABD’nin YPG ısrarının perde arkası

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın, 13 şehidimiz için yaptığı talihsiz açıklama sonrası atılan geri adımın yankıları devam ediyor. Bununla birlikte son 1 haftada, ABD’nin Kuzey Irak üzerinden Suriye’ye yönelik askeri sevkiyatı ve Haseke’nin Ayn Divar yerleşiminde ABD ile YPG-PKK’nın bir askeri üs hazırlığında olduğunun ortaya çıkması gibi gelişmeler de yaşandı. Yani bir anlamda Joe Biden yönetimden ilk adımlar gelmeye başladı.

İşin ilginci ise, Amerika Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu arasındaki görüşme sonrası yapılan açıklamada, “Her iki taraf da Suriye’deki ihtilafın siyasi çözümü için işbirliğini güçlendirme sözü verdi” denilmesi. “Acaba bu işbirliği neden askeri alanda gerçekleşemiyor?” diye sormadan edemiyorum. Ayrıca tuhafıma giden konulardan biri de Savunma Bakanı Hulusi Akar ile ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin’in hala bir telefon görüşmesi yapmamış olması. Bununla birlikte ABD’nin, PKK konusunda Türkiye’ye istihbarat akışını kesmiş olması da bir başka tuhaflık elbette.

Peki Washington neden terör örgütü YPG/PKK’dan vazgeçmiyor dersiniz:

ABD’nin Türkiye dahil bazı komşu ülkelerle çıkar çatışması yaşaması,

DAEŞ’le mücadelenin devam etmesi (en büyük neden),

İran ve Rusya’nın varlığından rahatsızlık duyması,

Mültecilere destek...

Ayrıca ABD başkentinde bir kesimin “sözde Kürdistan” hayali içinde olduğunu hatırlatalım... Bununla birlikte son üç dönemdeki Beyaz Saray yönetimleri, DAEŞ’le mücadele için en iyi ortağın YPG/PKK olduğunu savundu hep. Hatırlanacağı üzere Başkan Biden da, 2019’da, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına karşı çıkmış, Trump yönetimince YPG’lilere ihanet edildiğini öne sürmüştü.

Türkiye neler yapabilir?

Türkiye, ABD’ye “YPG’den vazgeç, DAEŞ’e karşı birlikte mücadele edelim” önerisi yapabilir,

Uluslararası alanda YPG’nin terör örgütü olarak tanınması amacıyla bir platform hazırlanabilir,

NATO’nun da içinde olduğu DAEŞ karşıtı koalisyon üyelerine, Türkiye’nin YPG konusundaki rahatsızlığı anlatılarak destek istenebilir,

Sonuç odaklı PR ve lobi çalışması yapılabilir,

Terör örgütü YPG’ye karşı Kürt kökenli liderler başkente getirilebilir,

Türkiye ile ABD arasında ortak askeri çalışma grubu kurulabilir,

TBMM’deki vekiller, partiler üstü bir bilinçle Kongre’de ziyaretler gerçekleştirebilir,

ABD’li gazeteciler Suriye’ye davet edilerek Türkiye’nin yaptığı çalışmalar anlatılabilir,

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi dahil YPG/PKK’nın Suriye’de çocukları kullandığına ilişkin açıklama ve raporlar kamuoyu ile paylaşılabilir,

İnsan hakları ve hukuk alanlarındaki reformlar, herkesi kucaklayacak bir şekilde hayata geçirilebilir,

YPG’ye katılıp ayrılmış ABD’lilerle görüşüp kamuoyu oluşturulabilir.

Üç önemli isimden Milliyet’e özel açıklamalar

Bu haftaki köşemde, Washington D.C’de yakından tanıdığım ve zaman zaman programlarımızda da konuk ettiğimiz üç değerli ismi ağırlıyorum. Bu isimlerle, ABD-Türkiye ilişkilerine dair sorular sordum. İşte, bu üç önemli kişinin değerlendirmelerinden satırbaşları:

 

‘Ülkeler arasındaki güven tazelenmeli’

ABD’nin eski Avrupa Kuvvetler Komutanı Korgeneral Ben Hodges

ABD ile Türkiye arasındaki güven yeniden inşa edilmeli,

Türkiye’nin S-400 satın alma kararını desteklemesem de, bunun, Türkiye’nin egemen seçimi olduğunu kabul ediyorum,

F-35 programının teknolojisinin güvenliği sağlanırsa, Türkiye de hava sahasını, kritik altyapısını ve nüfusunu koruma şemsiyesi altına aldığından, bu krizden çıkış için bir “altın köprü” yaratabiliriz... Kongre burada kilit role sahiptir,

İlişki uzunca bir süredir askeri yönlere odaklanıyor. Oysa diplomasi ve ekonomi açısından da ilişkileri güçlendirmemiz gerekiyor,

Yeni yönetim, Karadeniz bölgesine daha fazla odaklanacaktır. Türkiye’nin Ukrayna’ya desteği çok önemli oldu,

Türkiye’yi stratejik önemi açısından sadece NATO ve Avrupa’nın sınırında değil, aynı zamanda dünyanın kavşak noktasında bulunan güçlü ve önemli bir dost olarak düşünmemiz gerekiyor,

YPG konusunda hata yaptık! Türkiye gibi bir müttefikle ilişkileri ciddi şekilde zedeleyen, DAEŞ’i ezmek için YPG ile çalışmak gibi taktiksel kazanımlara öncelik veren kararlar yeniden gözden geçirilmeli,

ABD Avrupa Komutanlığı ile ABD Merkez Komutanlığı arasındaki sınır, Türkiye ile Suriye arasındaki sınır boyunca uzanmaktadır. Bu bölge de, sürekli etkin operasyonlar için elverişli değildir. Böyle bir çerçeve, 20-30 yıl önce mantıklı gelmiş olabilir ancak şu anda amaca uygun görünmüyor.

 

‘İki ülke de birbirine karşı şeffaf olmalı’

NATO Güçleri eski Komutanı, Emekli Amiral James Stavridis

ABD, yıllardır olduğu gibi PKK ile mücadelesinde Türkiye’ye destek verecektir. Ancak ABD, bölgedeki DAEŞ tehlikesine karşı hassasiyetini de sürdürecek. YPG, DAEŞ’e karşı etkin bir güç oldu. Burada kolay cevaplar yok, hem ABD hem de Türkiye birbirlerine karşı şeffaf olmalı ve bu konulardaki farklılıklarını çözmek için sürekli iletişim halinde olmalıdır,

Joe Biden ekibi küresel sorunlara karşı uluslararası bir yaklaşım benimseyecek. Yani uluslararası örgütlere (NATO, BM, WHO, vb.) güvenecek, ortak zorluklarla (iklim, Kovid-19, Çin’in yükselişi) yüzleşmek için müttefiklerle yakın işbirliği yapacak, Amerikan etkisini genişletmeye çalışacak,

Bana öyle geliyor ki, hem ABD hem de Türk tarafının benimsemesi halinde, S-400’ü sınırlayan teknik bir çözüm olasılığı mümkün olabilir.

 

‘Biden yönetimi YPG’ye desteği sürdürecek’

ABD’nin Suriye eski Temsilcisi James Jeffrey

ABD, DAEŞ’in kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılması çabasında etkin bir ortak olduğu için SDG’yi (YPG’den geliştirilen) destekliyor. İstihbarat değerlendirmelerine göre DAEŞ, Suriye’de özellikle Esad rejiminin kontrolü altındaki bölgelerde çok etkin. Türk hükümetinin bu değerlendirmelere karşı çıkmayacağını biliyorum,

ABD, YPG ve onun sivil kanadı PYD’nin terörist PKK ile bağlantılı olduğunu anlıyor. Ancak ne YPG ne de PYD, ABD veya Türkiye dışında herhangi bir ülke tarafından terör örgütü ilan edilmedi,

YPG ve PYD, ABD 2014’ün sonlarında Kobani’deki Suriye çatışmasına dahil olmadan önce Türkiye sınırında DAEŞ’e karşı faaliyet gösterdi. YPG’yi desteklemek için yapılan bu ABD müdahalesi, bir dönem, üst düzey PYD yetkilileriyle siyasi temaslarını sürdüren Türkiye tarafından desteklendi,

Obama ve Trump yönetimleri, DAEŞ’i yenmek için ABD’nin YPG/SDG’ye destek vermesinin gerekli olduğunu belirtip, YPG/SDG unsurlarına sağlanan silahların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağı konusunda Ankara’ya birçok kez güvence verdi. Biden yönetiminin de bu politikalara devam edeceğinden eminim.

 


ABD’DE GÖZDEN KAÇANLAR:

Başkan Joe Biden, soğuk kış koşulları nedeniyle Teksas’ta olağanüstü hal ilan etti,

ABD hala Donald Trump’ı konuşuyor. Trump, bu hafta 3 farklı TV kanalına çıktı,

Amerika’da kara kış, 6 milyon doz aşının dağıtımına engel oldu,

Demokratlar, yasal olmayan 11 milyon göçmene vatandaşlık yolunu açan tasarıyı Kongre’ye sundu.