Ankara - Washington ilişkilerinde kritik gün

 

Bugün, Türkiye-ABD ilişkileri açısından kritik bir gün. Zira Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başkan seçildikten sonra ilk kez yüz yüze görüşecek. Bu görüşmeyi daha önemli kılansa S-400, F-35, YPG-PKK, FETÖ, Doğu Akdeniz, Libya, Afganistan gibi birçok konunun ele alınacak olması. İki liderin yeterli sürede tüm konuları ele alması beklenmezken, ben de toplantıdan hemen net bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Zira ABD tarafı, Türkiye’nin S-400’leri topraklarından kesinlikle çıkarması gerektiğini yinelemeye devam ederken, terör örgütü YPG-PKK’ya desteği sürdüreceklerini de net şekilde vurguluyor. Aslında, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, geçen hafta bir TV kanalına verdiği özel mülakatta söylediği şu cümleler çok dikkat çekiciydi:

“Blinken’a sorunların çözümü için atılması gereken adımların yer aldığı bir ‘vizyon belgesi’ verdik ve en son telefon görüşmemizde Blinken, bu kağıt üzerinde çalıştıklarını ve bize döneceklerini söyledi.”

Sorunlar masada kalır

Peki nedir bu vizyon belgesi? Biden yönetimi bu belgeye bugünkü görüşmede mi cevap verecek? ABD başkentindeki havaya bakılırsa, Biden yönetimi, Türkiye’nin birçok konuda geri adım atmasını bekliyor. Dolayısıyla bugünkü toplantıda ana sorunların çözülmesinin çok mümkün olmadığı görülüyor.

Görüşme sonrası iki taraf da yazılı açıklama yaparak, diyalog ve görüşmelerin süreceğini belirtir ve maalesef sorunlar masada kalmaya devam eder. Yaz aylarında çalışma grupları kurulduğunu ve Washington-Ankara hattında heyetlerin gidiş gelişlerinde artış yaşandığını görebiliriz. Nitekim aldığım bir bilgiye göre,TBMM’den partilerüstü bir heyet, Kongre’ye ziyarette bulunacak.

Bence, Biden-Erdoğan görüşmesinde daha çok “çalışılabilecek alanlar” (ticaret hacminin artırılması, Afganistan gibi) gündeme gelecektir. Toplantının ardından dikkatle izlenmesi gerekenler, Biden’ın bundan sonra Türkiye’ye karşı tutumu ile Türkiye’nin bundan sonraki gelişmeler karşısında nasıl adım atacağıdır.

 

14 Haziran öncesi kim ne dedi, ne oldu?

Dışişleri Bakanı Antony Blinken: Türkiye NATO müttefiki gibi hareket etmiyor,

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan: Biden-Erdoğan birbirini uzun zamandır tanıyor,

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki: Güçlü anlaşmazlık ve ortak çalışma alanları var,

Dışişleri Bakan Sözcüsü Ned Price: S-400 konusunda duruşumuz değişmedi,

Savunma Bakanı Lloyd Austin, Savunma Bakanı Hulusi Akar’la telefonda görüştü.

Kongre’de gelecek yıl dengeler değişebilir

Gelecek yıl Kasım ayında Kongre’de ara seçimler var. Şu anda, Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar 220, Cumhuriyetçiler 211 koltuğa sahip. Senato’daysa 48 Demokrat 48 Cumhuriyetçi ve Demokrat eğimli 2 bağımsız bulunuyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, gelecek yılki seçimlerde Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğun Cumhuriyetçi Parti’ye geçme ihtimalini gösteriyor.

Hatırlanacağı üzere Demokratlar 2020’de 11 sandalye kaybetmişti. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Kongre’de 19 ara seçim yapıldı ve bu seçimlerin 17’sinde, Beyaz Saray’da oturan Başkan’ın partisi sandalye kaybetti. Ortalama koltuk kaybı ise 27’ydi ve bu, Cumhuriyetçilerin 2022’de kontrolü ele geçirmek için ihtiyaç duyacağından çok daha fazla...

Cumhuriyetçi Parti’nin gelecek dönem ara seçimde çoğunluğu kazanma ihtimalinde 4 faktör göz önüne alınmalı:

Bazı eyaletlerde seçim haritalarının Cumhuriyetçiler lehine oluşması,

Cumhuriyetçiler, şimdiden seçmenlerde Başkan Biden’a yönelik tepki oluşturacak kampanyalar başlattı. Yakında 45. Başkan Trump da ara seçim kampanyalarında görünmeye başlayacak,

Demokratlarda, Başkan Biden’ın “aşırı sol grupların etkisinde kaldığı için ara seçimlerde bir bedel ödeyeceği” havası hakim,

Başkan Biden’ın Kovid-19 ile mücadeledeki başarısını, ekonomide de gösterip gösteremeyeceğine bakılacak. Biden’ın iç politikada atacağı olumsuz adımlarsa, partisinin Kongre’deki temsilcilerine pahalıya patlayabilir.

 

Erdoğan ile Miçotakis buluşması önemli

Her ne kadar gözler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başkan Joe Biden buluşmasına çevrilse de, bence Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in görüşmesi de çok önemli. Hatırlanacağı üzere iki lider de Türk-Yunan gerginliği döneminde çok ağır ifadeler kullanmışlardı.

Peki ABD, Türk-Yunan ilişkilerinin neresinde? Başkan Joe Biden’ın Yunanistan’a destek verdiği, büyük ilgi duyduğu herkesçe biliyor. “Onursal bir Yunanım” diyen Biden, sadece Beyaz Saray’da değil, Senato’dayken de böyleydi. Yunan diasporasının, 2008’de Kongre’de düzenlenen panelde “Yunan-Amerikan toplumunun her zaman yanında olacağına söz verdiği ve uzun süredir desteğini esirgemediği için Biden’a teşekkür ettiğini hatırlayalım.

Alternatif mi bakıyor?

Askeri açıdan baktığımızda, ABD’nin sadece Girit Adası’nda Suda Üssü bulunuyor. Ekim 2019’da imzalanan güncellenmiş anlaşmadaysa, Suda Üssü’nün genişletilmesi, Stefanovicio, Larissa ve Dedeağaç üslerinin altyapısının ABD’ye tahsisi, ayrıca Yunanistan’ın onayıyla ABD’nin ülkedeki her askeri tesisi kullanma imkanına sahip olması isteniyor. ABD, NATO çalışmaları kapsamında bir genişlemeden bahsetse de, Washington’un Atina’ya savunma alanında sunduğu destek ve yeni askeri üslerin, Türkiye’ye alternatif arayışını akla getiriyor.

Bununla birlikte son 2 aydır, Biden yönetiminde Türk-Yunan ilişkilerindeki tansiyonun düşmesinden kaynaklı bir memnuniyet var ve bu sürekli dile getiriliyor. Dolayısıyla Türk ve Yunan liderlerin zirvesi sadece iki komşu için değil ABD için de önem taşıyor.

 

Biden-Putin zirvesi sembolik

Başkan Joe Biden’ın ilk yurtdışı ziyaretinde Amerikan kamuoyunda en çok konuşulan konuların başında, kendi deyimiyle “katil Putin” ile yapacağı görüşme geliyor. ABD-Rusya ikili ilişkilerine baktığımızda en büyük anlaşmazlıklar arasında Ukrayna, Belarus, siber saldırılar, insan hakları ve nükleer silahlar gibi konular bulunuyor. Biden’ın Çarşamba günü Cenevre’de Putin ile yapacağı görüşme, sonu gelmez spekülasyon ve analizleri de teşvik ediyor. Nitekim pek çok kişi “zirveyi kimin kazanacağını” merak ediyor. Bence bu soruyu yanıtlayabilmek için 4 kıstas var:

Eski Başkan Donald Trump’ın Putin ile yaptığı görüşmeyle karşılaştırıldığında, bu toplantı nasıldı?

Biden yönetiminin ilişkilerde yeni bir sayfa açmayı isteyip istemediği,

Üzerinde uzlaşılan bir anlaşma veya anlaşmaların boyutu, kapsamı,

Biden’ın NATO Zirvesi’ndeki diğer görüşmeleri, sonuçları ve etkileri...

Bana sorarsanız, açıkçası bu toplantı daha çok “sembolik” olacak. Putin’in kendi bildiğini yapmaya, Başkan Biden’nın da NATO ve Avrupalı müttefiklerini arkasına alarak demeçlerle Rusya’ya gözdağı vermeye devam edeceğini düşünüyorum.