Başkentte sular durulmuyor!

Başkan Joe Biden’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından bu yana 13 gün geçmesine rağmen başkentte sular durulmuyor. Yemin töreni için görevlendirilen yaklaşık 25 bin Ulusal Muhafız’ın 5 bininin Mart ortasına kadar kalmasına karar verildi. Başkent sokaklarında asker ve askeri araçlara daha seyrek rastlasak da, Beyaz Saray ve Kongre çevrelerinde olağanüstü güvenlik önlemleri sürüyor. Washington D.C sokaklarında hala birçok işyeri, girişlerine koydukları tahtaları kaldırmadı. Açıkçası, başkentin normale dönmesi yaz aylarını bulur.

Zira güvenlik yetkilileri, eski başkan Donald Trump’ın Senato’daki azil davası gelecek hafta başlayacağından, saldırı ihtimallerinden bahsediyor. ABD İç Güvenlik Bakanlığı da, seçilmiş yetkililere ve federal binalara saldırı olasılığı bulunduğunu açıkladı. Temsilciler Meclisi’nde Demokrat Partili Vekil Alexandria Ocasio-Cortez ölüm tehditleri aldığı söylerken, Trump’ın azledilmesi için lehte oy kullanan 10 Cumhuriyetçi vekilin de yazılı tehditler aldığı bildiriliyor. Temsilciler Meclisi’nin 32 üyesi, Kongre Başkanı Nancy Pelosi’ye güvenlik zafiyeti ve kendilerine gelen tehditler üzerine mektup yazdı. Düşünebiliyor musunuz, halkın seçtiği vekiller, kendi seçmeninden korkan bir hale geldi. Sözün özü, başkentte huzur yok. Bu huzursuzluk ortamında ülke, bir de Kovid-19 ile mücadele ediyor. Aşı dağıtımındaki sıkıntılar sürerken, Washington Üniversitesi, 1 Mayıs itibariyle toplam can kaybının 594 bin 623’e ulaşacağı öngörüsünde bulundu. Bu, bugünden itibaren 1 Mayıs’a kadar 200 bin kişinin daha hayatını kaybedeceği anlamına geliyor.

Beyaz Saray’da değişim

Bu arada Başkan Biden ve ekibi, Trump ile ilgili tüm izleri nerdeyse silmiş durumda. Beyaz Saray’daki halılardan, tablolara her şey değişti. Biden çiftinin köpekleri “Champ” ve “Major”, Beyaz Saray’ın gözdeleri oldu. Trump döneminde Beyaz Saray’a girişlerdeki gevşeklik, Biden döneminde yok. Giriş ve çıkışlarda düzenli ateş ölçümünün yanı sıra PCR test sonucunun gösterilmesi isteniyor,

Aynı şekilde Beyaz Saray’da öyle bir hareketlilik var ki, ilk 10 gün toplantı üstüne toplantı yapıldığına şahit olduk. Bilhassa her gün basın toplantısı yapılarak, kamuoyuna daha net bilgiler veriliyor. Göreve gelişinden bu yana 40’ın üzerinde kararnameye imza atan Başkan Biden da, “Daha yeni başlıyorum” mesajını veriyor. Aynı şekilde Donuld Trump’ın yarattığı heyecan, Biden da yok. Yani Başkan Biden’dan nasıl açıklamalar geleceğini çok önceden rahatça tahmin edebiliyorsunuz.

Beyaz Saray demişken, “Türkiye ile telefon trafiği ne zaman başlayacak?” soruları gelmeye devam ediyor. Biden yönetiminin ilk sıraları İsveç, Yeni Zelanda, Güney Afrika gibi ABD dış politikasında çok önceliği olmayan ülkelere vermesi ilginç ve düşündürücü. Zira Türkiye tarafının görüşme talebine hala yanıt yok. Tabii ki kurumlar arasında bir telefon görüşmesi olacak ama neredeyse iki hafta olmasına rağmen, Türkiye ile temas olmaması bence iyiye işaret değil. Şayet bu hafta Ankara-Washington arasında bir telefon görüşmesi olursa, bunun da büyütülmemesi gerekiyor. Burada Türkiye’nin, Biden yönetiminin ilk tavırlarını iyi okuması lazım. Zira Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın, AB Resmi Temsilcisi ile birlikte, “Türkiye’yi Çin’le aynı kefeye koyarak ortak mücadele edilmesi gerektiği” şeklinde bir açıklama yapması hiç de iyi bir başlangıç değildi.

 

Önerim, Türkiye - ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu’nun bahar döneminde başkente gelerek, sonuç odaklı ziyaretler yapmaya başlaması. Her ne kadar Kongre, dış politikaya ilişkin konuları henüz daha gündeme getirmese de, yakın zamanda birçok konu masaya yatırılacaktır.

BİDEN EKİBİNDEN MALEY’E TEPKİ

ABD Kongresi Türk Dostluk Grubu eş başkanlarından Joe Wilson ile konuşma imkanım oldu. Bana, Başkan Biden’ın, İran Temsilcisi olarak atanan Robert Malley’e karşı çıktığından bahsetti. Malley’in İran yönetimi, Esad rejimi ve Hamas’a yakın olduğunu belirten Wilson, bu atamanın büyük hata olduğunu dile getirdi. Malley, Obama döneminde İran’la yapılan nükleer anlaşmada baş müzakerecilerden biriydi. Aynı şekilde Senatör Tom Cotton dahil Cumhuriyetçi kanatta da bu atamaya tepki var.

Yakinen görüştüğüm Suriye Amerikan Konseyi de, Malley’in Esad ile yakınlığını herkesin bildiğini, bu nedenle endişeli olduklarını söyledi. Açıkçası Trump yönetiminde olduğu gibi, Biden yönetimin de Esad’a karşı bir ciddi adım atılacağını tahmin etmiyorum. Bazı yaptırımlar Kongreden geçerek uygulanmaya başlasa da, Esad rejiminin çok umrunda değil.

 

İran konusu ise tamamen farklı. İlişkilerde bir yumuşama yaşanması ve Trump dönemindeki “Savaş çıkar mı?” endişesinin ortadan kalkması bekleniyor. Geçen gün Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Başkan Biden’ın İran ile diplomasi yoluyla iletişim kurulması ve Tahran’ın nükleer anlaşmanın yükümlülüklerine uyması gerektiğine inandığını söyledi. Burada Biden yönetimin İsrail’i nasıl ikna edeceği halen belirsiz elbette, ancak kesinlikle İsrail’in kırılmamasına dikkat edilerek bir politika izleneceğini söylemek yanlış olmaz. Zira Sullivan, İsrailli mevkiidaşı ile konuşmasında Başkan Biden’ın İsrail’in güvenliğine sarsılmaz bağlılığını yinelediğini açıkladı.

KONGRE GÜNDEMİ

Eski başkan Donald Trump başkentten ayrıldı ayrılmasına ama 4 konuda hala kendisi hakkında konuşulmaya devam ediliyor:

- 8 Şubat haftası başlayacak azil davası,

- 6 Ocak’ta Kongre baskını nedeniyle Trump’ın hala hedef gösteriliyor olması,

- Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Kevin McCarthy nin Donald Trump ile Florida’da görüşmesi ve 2022 ara seçimlerine destek umudu,

- Trump döneminde çıkarılan yasaların iptali.

ABD’DE GÖZDEN KAÇANLAR

- Ülkede Kovid-19 aşısı olanların sayısı 29 milyonu geçti,

- Artık ABD’de toplu taşıma araçlarında maske takmamak bir suç,

- Biden yönetimi bazı ülkelere yönelik askeri teçhizat satışlarını askıya aldı. BAE’nin F-35’leri dahil,

- ABD’nin Arnavutluk Büyükelçi Yardımcısı bir Türk: Leyla Moses-Ones

- Ülkeni yeni Dışişleri Bakanı Antony Blinken, meğer kariyerine gazeteci olarak başlamış...