Beyaz Saray’dan 24 Nisan sinyali

ABD Başkanı Joe Biden, göreve gelişinin 64. gününde kamuoyu önünde 62 dakikalık basın toplantısını yaptı. Konuşmasında, dış politikada Afganistan, Meksika, Çin gündeme gelirken, Biden, Türkiye’den “Barack Obama göçmenlik kriziyle ilgili geri çağırınca, apar topar Türkiye’den dönmüştüm” diye bahsetti!

Geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’daki basın toplantısında, Başkan Biden’ın sözde Ermeni soykırımını tanıyıp tanımayacağına ilişkin bir soru soruldu. Basın Sözcüsü Jen Psaki, Senatör Robert Menendez’in, Başkan Biden’a sözde Ermeni soykırımını tanıma gayretlerini bildirdiklerini ama an itibariyle bu konudaki politikalarında gelişme olmadığını dile getirdi. Benim görüştüğüm Beyaz Saray kaynakları da Başkan Biden’ın sözde Ermeni soykırımını tanımaması için hiçbir nedenin olmadığını belirtti. Başkan Biden kampanya sürecinde sözde Ermeni soykırımını tanıyacağını söylemişti zaten. Bununla birlikte Başkan Yardımcısı Kamala Harris, büyük bir Ermeni diasporasının bulunduğu Kaliforniya’dan... Yani bu konuda duruşu çok net...

Bilindiği üzere, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyan tasarı, 116. Kongre döneminde her kanatta da oy birliğiyle kabul edilmişti. Her ne kadar kabul edilen karar “yasa hükmünde olmasa da” bu, ABD’de yaşayan güçlü Ermeni diasporası ve yanındaki karşıt Türk gruplar için büyük zaferdi. Kongre’de alınan kararlar, Türkiye açısından bir bağlayıcılığı olmasa da, zaten sorunlar yumağı içinde olan Türk-ABD ilişkileri açısından iyi bir haber değil!

ABD’de 50 eyaletten 49’u Ermeni soykırımı olduğunu kabul ediyor. Sadece Mississippi eyaleti sözde Ermeni soykırımını resmi olarak tanımamış. Peki Başkan Biden tanırsa, ABD’de sonraki adımlar ne olabilir? Bunu, bu konuda önemli mücadeleler vermiş isimlere sordum:

 

Tekrar davalar gelebilir

(Ergun Kırlıkovalı / Türk-Amerikan Toplum Lideri)

Başkan Joe Biden sözde Ermeni soykırımını resmen tanırsa, Türk-ABD toplumunun (Ermeni lobisi güdümünde alınan) eyalet kararlarına karşı yıllardır Amerikan mahkemelerinde kullandığı gerekçelerden biri kaybolmuş olacak,

Ermeniler geçmiş yıllarda kaybettikleri davaları, güncelleyerek yeniden açabilir,

Ermenilerin “Başkan tanıdı” kampanyalarıyla her türlü medya üzerinden tazminat ve toprak taleplerini yeniden duyurmaya çalışacaktır. Bunların hukuki geçerlilikleri olmaz, ancak Türkiye’yi artan bir sıklıkla üzmeye devam eder. Üstelik Türk kökenli Amerikalılara karşı nefret söylemleri şiddete dönüşebilir,

Bu tanımayı kullanarak eyaletlerde de Türkiye’ye karşı amansız bir şekilde (ticaret, eğitim, kültür ve her alanda) savaş açacaklardır. Azerbaycan da nasibini alacaktır.

 

Az şey ifade eder!

(David Saltzman / Daha önce Merkez Bankası ve Ziraat Bankası’nı savunan avukat)

Hukuksal olarak devletler, ancak Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın yargı yetkisini kullanarak diğer devletleri soykırımla suçlayabilir,

Bu yüzden bir başkanlık beyanı, ABD hükümeti tarafından herhangi bir eylemde bulunulmadığı sürece tek başına çok az şey ifade eder. Elbette böyle bir şeyin retorik etkisi küçümsenemez.

 

Kırılgan ilişkileri zorlar

(Lincoln McCurdy / 10 Bin Türk Kampanyası Sorumlusu)

Başkan Biden, 24 Nisan’daki Anma Günü ile ilgili başkanlık açıklamasında büyük olasılıkla soykırımı kullanacak,

Başkanlık kampanyası ve ABD Senatosu’nda geçirdiği yıllar boyunca, 1.Dünya Savaşı sırasında yaşananları soykırım olarak kabul etti. Biden sözlerini tutarsa, iki ülkenin kırılgan ilişkileri daha da zorlanacaktır,

Daha yapıcı yaklaşım, bu korkunç dönemde bölgedeki tüm insanların (Hristiyan, Yahudi ve Müslüman) çektiklerini kabul etmek olacaktır. Böyle bir eylem, muhalif partileri bir araya getirmek ve tarihteki bu trajik bölüme bir kapanış bulmak için ileriye doğru atılmış bir adım olacaktır.

 

Beyaz Saray’ın bugüne kadarki tutumları

* 28. Başkanı Woodraw Wilson, Kongre’den, Ermenistan’ı manda yönetimine alınmasını talep etmişti,

* 39. Başkan Jimmy Carter, o dönem Ermeni halkının ortadan kaldırılması için organize bir çaba harcandığını belirtmişti,

* 40. Başkan Ronald Reagan, 1981’de “Holokost Anma Günü” gününde “Öncesinde gerçekleşen Ermeni soykırımı ve sonrasında gelen Kamboçyalı soykırımı gibi Holokost’tan alınan dersler asla unutulmamalıdır” diyerek, bu sözde “soykırım”ı tanıyan ilk ABD Başkanı oldu. Reagan sonrası ABD başkanları bu olayı “katliam”, “felaket” olarak nitelemiş ama soykırım kelimesini kullanmamıştı.

AB Liderler Zirvesi’ndeki Türkiye açıklamasının yankıları

Başkent Washington’da Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi ve Türkiye konusundaki açıklamalar yakından izlendi. Zira, Başkan Biden da, 27 AB ülkesi liderinin katıldığı zirveye video konferans yoluyla canlı bağlanarak birlik ve beraberlik mesajı verdi. Zirvede ekonomi, göç, toplumlar arası temas ve seyahat gibi konularda Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi kararı alınmasının Washington’da olumlu karşılandığını söyleyebiliriz. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda konuştuğum üst düzey temsilciler, Türkiye ile AB arasında yumuşama ve sorunların çözümüne ilişkin adımlara tam destek verileceği söyledi. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Türk-Yunan gerginliğinin azalmasındaki memnuniyeti yineledi. Açıkçası ABD ve AB, Türkiye ile sorunların kriz yaşamadan, diyalog yoluyla çözümünden yana. Bilhassa yaptırımların çözüm olmadığının, Batı tarafından da daha iyi anlaşılmaya başlandığını söyleyebilirim.

Bu konuda, ABD’de zaman zaman önemli düşünce kuruluşlarında konuşan iki Avrupalı uzmanla görüştüm. İşte özetle paylaştıkları:

George Tzogopoulos,CIFE (Avrupa Birliği Enstitüsü): Aylar süren gerilimin ardından, Yunanistan ve Türkiye istişare görüşmelerine tekrar başladı. Bu, deniz bölgeleri sorununa bir çözüm garanti etmez ancak cesaret verici bir gelişmedir. Önümüzdeki üç ay (Haziran’daki AB Konseyi’ne kadar) yeni yaklaşımın işe yarayıp yaramayacağını belirleyecektir. AB, Doğu Akdeniz için çok taraflı konferans çalışmalarını sürdürüyor, ancak gündemi netleştirmesi ve böyle bir konferanstan beklentileri detaylandırması gerektiğine inanıyorum.

Laura Batalla, Avrupa Parlamentosu Türkiye Forumu Genel Sekreteri: Diplomasiye her zaman yaptırımlardan daha çok öncelik verilmeli. Yaptırımlar, muhtemelen Türkiye’de davranış değişikliği yaratmayacak ve sadece diyaloğu daha da zorlaştıracaktır. Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıkları çözmek için Ankara’nın üslup ve yaklaşımındaki değişikliğe rağmen, son dönemde yaşanan iç gelişmeler, ilişkilerde olumlu bir gündeme doğru ilerlemeyi zorlaştırıyordu. Bu anlamda zirveden gelen olumlu mesajlar önemli oldu.

 

ABD’DE GÖZDEN KAÇANLAR:

Virginia eyaleti idamı kaldırdı ancak ABD’de halen 27 eyalette idam uygulanıyor,

Beyaz Saray, ülke ekonomisini desteklemek amacıyla 3 trilyon dolarlık altyapı ve istihdam paketi hazırlıyor,

Geçen yıl ABD’de açılan ırkçılık ve anti-semitik nefret söylemlerine ilişkin davaların sayısı, bir önceki yıla göre tam iki kat arttı,

2021 yılı Yeşil Kart çekilişine Türkiye’den 128 bin 743 kişi başvururken, sadece 2 bin 874 kişi kazanmış.