İlişkilerde tansiyon artacak

Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki Soçi kentinde 29 Eylül’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik açıklamalarının yankıları sürüyor. Başkan Joe Biden, 20 Ocak’ta göreve geldiğinden bu yana yazılarımın birçoğunda Biden’ın Ankaraya mesafeli olduğunu hatta Afganistan konusunda sonuç çıkmayacağını dile getirmiştim.

Eski Başkan Barack Obama’nın 2. dönemiyle başlayan YPG-PKK’ya destek ve Patriot krizleri çözülemezken, bunların üzerine rahip Brunson, insan hakları gibi konularda Beyaz Saray yönetimlerinin Türkiye’ye karşı eleştirileri eklenmişti. Bu da ikri ülke arasındaki güven sorunu daha da derinleşmişti. Son 8 yıldır ABD Kongresi’ndeki Türkiye algısının maalesef daha da kötüye gittiğini gördük. Eski Başkan Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ikili diyaloğun, Biden’la da tesis edilmesi beklenmiyordu. Biden yönetiminin, diyaloğun tamamen kurumlar aracılığıyla sürmesinden yana olduğu biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem BM Genel Kurulu sonrası yaptığı açıklamalarda hem de CBS kanalına verdiği mülakatta net olarak ABD’yle ilişkilerin kötüye gideceğinin sinyallerini verdi:

“Biden’la iyi başlamadık, bu gidişat hayra alamet değil. Yeni S-400 alımlarına devam edeceğiz... ABD Afganistan’da bir bedel ödeyecek!”

Gözler Soçi’de...

Cumhurbaşkanı’nın bu kadar net konuşmasında, Biden’le New York’ta bir görüşme gerçekleşmemesinin de etkin olduğu söylenebilir. Bununla birlikte iki ülke arasında askeri pek çok sorun yaşandığı bir dönemde, Savunma Bakanları Hulusi Akar ve Lloyd Austin’in, New York’ta olmalarına rağmen görüşmemesi de ikili ilişkilerin hayra alamet olmadığının diğer bir göstergesi bence.

Bu arada Washington D.C’de gözler, Çarşamba günü yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesine çevrilmiş durumda. Türkiye ile Rusya arasında yeni savunma anlaşmaları yapılması ve S-400 alımlarının sürmesi durumunda, ABD’nin, CAATSA yasası çerçevesinde yeni yaptırımları zaman kaybetmeden uygulayacağını belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın net şekilde “Yeni S-400 alımlarına devam edeceğiz” sözleri, Ankara’nın ABD’nin yeni adımlarına karşı bir hazırlığı olduğu ihtimalini de gündeme getiriyor. Ancak, ağır yaptırımların Türkiye’nin ekonomisinde bazı dalgalanmalara neden olabileceğini de unutmamak gerek.

Biden’ın sıkıntıları

Türk-ABD ilişkilerindeki sorunların ikili diyalogla çözülmesi arzu edilirken tansiyonun artması, başta Rusya olmak üzere, Çin ve İran’ın yanı sıra Türkiye karşıtı grupların işine yarıyor. Açıkçası, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, iki NATO müttefikinin sorunları çözmesine liderlik edememesi, diğer NATO müttefiklerinin de sessiz kalmaları, ayrıca not edilmesi gereken bir durum.

Amerikan iç kamuoyunda Başkan Biden’nın da sıkıntılı bir dönemde olduğunu, anketlerde başarı oranın yüzde 44’e düştüğünü göz önüne alırsak, onun da önceliğinin tamamen dış politika olmadığını hatırlatmakta fayda var.

Ancak şunu da belirtelim, hiç kimse “Ankara, krizlerin çözümü için diyalog kurmadı, uğraşmadı...” da diyemez. Zira Ankara’nın Biden ile sıcak temas için 8 aydır uğraştığını, buna karşılık Erdoğan ile Biden’ın sadece bir kez, o da Nisan ayında Brüksel’de görüşme gerçekleştirdiğini biliyoruz.

Türkiye-ABD arasındaki ana sorunlardan biri olan YPG-PKK konusundaysa ABD’den geri adım yok. Temsilciler Meclisi, 778 milyar dolarlık Savunma Harcamaları Yetkilendirme Tasarısı’nı kabul etti. Tasarıda, Pentagon’un YPG/PKK için istediği 177 milyon dolar da var. Yani ABD, bu terör örgütüne gelecek yıl da maddi-manevi desteği sürdürecek. Dolayısıyla, 2021’de inişli çıkışlı geçen Türkiye-ABD ilişkilerinin, 2022’ye yaklaşırken daha kötü bir hal alacağına ilişkin ihtimallerin arttığını söyleyebiliriz.

 

Türkiye’nin F-35 ısrarı

Washington D.C merkezli Arnold & Porter ile imzalanan 1.5 milyon dolarlık “stratejik ve yasal danışma hizmetleri” sözleşmesinin, Ağustos 2022’ye kadar uzatıldığı açıklandı. Arnold & Porter, Türkiye’nin “Ortak Savaş Uçağı Programı”nda kalabilmesi için strateji önerilerinde bulunulması, karışık jeopolitik ve ticari faktörlerin ele alınması, hukuki işlerin takibi gibi çalışmalar yapıyor. Ancak, anlaşmadan beri çok başarılı olmamasına rağmen, bu firmanın sözleşmesinin uzatılmasını anlamış değilim. Açıkçası, CAATSA gibi bir yasada kesin hükümler içeren maddelere karşı hiçbir hukuk ve lobi firmasının başarılı olamayacağının bilinmesi gerekiyor. Hatta Kongre’den geçen savunma bütçesi maddelerinden birinde, Türkiye’ye anahtar teslimi yapılmış 2 adet F-35’in ABD Hava Kuvvetleri envanterine verilmesi bile onaylanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bakın biz F-35’leri aldık, 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve bu F-35’ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli. Tabii biz uluslararası hukuka dayalı olarak ne yapılması gerekiyorsa bunu yapacağız” demişti. Ayrıca, Erdoğan, 28 Haziran 2019’da benzer bir açıklamayı Japonya’da yapmış ve “Uluslarası Tahkim Mahkemesi’ne götürürüz” ifadesini kullanmıştı.

Konuştuğum bazı hukukçu ve uzmanlar, Türkiye’nin uluslararası tahkime başvurmasından sonuç çıkmayacağını belirtiyor. TBMM’de 22 Mayıs 2008’de onaylanan 5764 numaralı “Müşterek Taarruz Uçağının Üretimi, Desteklenmesi ve Sürekli İyileştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırası ve Buna Dair Mali Yönetim Esasları Dokümanının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun”, anlaşmanın maddelerini tek tek açıklıyor. Kanunun 17. maddesinde ise “Katılımcılar arasında iş bu MM [Mutabakat Muhtırası] bünyesinde ya da bununla ilişkili olarak ortaya çıkan anlaşmazlıklar, yalnızca katılımcılar arasında görüş alışverişi yoluyla çözülecek ve sorunun çözümü için bir kişiye, bir ulusal mahkemeye, bir uluslararası mahkemeye, ya da başka herhangi bir kişi veya kuruluşa başvurulmayacaktır” deniliyor.

Tabii ki parası ödenmiş uçakların tazminatı alınmalıdır ancak bu yolun nasıl olacağının daha detaylı şekilde çalışılması gerektiğine inanıyorum.

ABD’de gözden kaçanlar

- Kovid-19 nedeniyle günde ortalama 2 bin kişi hayatını kaybediyor. Pandemiden beri toplam can kaybı 688 bin oldu!

- ABD’nin Haiti Özel Temsilcisi Daniel Foote istifa etti. Nedeniyse ABD’nin göçmenlere karşı insanlık dışı adımları,

- Başkan Biden, 8 ayda Beyaz Saray’da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve 12 ülkenin liderleriyle görüştü,

- İsrail’e 1 milyar dolarlık askeri yardım fonu öngören tasarı, tartışmalara rağmen Temsilciler Meclisi’nde onaylandı,

- THY’nin Amerika’daki 11. noktası olan Dallas seferleri resmen başladı