Joe Biden hızlı başlıyor

Amerikan siyasi tarihinin “unutulmayanları” arasına girmeye aday yemin törenine iki gün kala, 25 bine yakın Ulusal Muhafız, başkentin her köşesini korumaya başladı. Sadece Kongre değil, başkentin neredeyse tüm caddeleri kapatılmış durumda. Birçok yerde tel örgüler yüzünden, istediğiniz yere gitmek yürüyerek bile zor.

Dünyaya demokrasi dersi veren ve on binlerce askerini başka ülkelere yığan “süper güç”, şimdilerde kendi başkentini büyük bir asker gücüyle koruyor diyebiliriz. Üstüne, hafta sonunda silahlı bir Amerikalının, sahte akreditasyonla Kongre’ye girmeye çalışması da büyük endişe yarattı. Şu an başkentte gördüklerimiz, sanki ABD’ye başka bir ülkeden saldırı olacakmış gibi hissettiriyor. Tabii, bu gerginliklerin tüm sorumluluğunu da Başkan Donald Trump’a yükleyen büyük bir kesim de var. Bu kadar büyük bir güvenlik önlemiyle, Trump taraftarlarının Çarşamba günü şiddet çıkaracağına ihtimal vermiyorum ancak bazı eyaletlerin federal binaları önünde ufak da olsa protestolar olması muhtemel görünüyor.

Tüm bu kaosa rağmen, iki gün sonra resmen Başkan olarak görevine başlayacak Joe Biden ise boş durmuyor. Son 5 günde Kovid-19 mücadele kapsamında 1.9 trilyon dolarlık ekonomik teşvik paketi, 100 günde 100 milyon aşı planı ve 7 kişilik Beyaz Saray Bilim Kurulu üyelerini açıkladı. Bununla birlikte Biden’ın, 20 Ocak’ta göreve başladığı gün 4 önemli başkanlık kararnamesini imzalayarak yürürlüğe koyacağı duyuruldu.

Çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin ABD’ye seyahat yasağı iptal edilecek,

Paris İklim Anlaşması’na dönülecek,

Öğrenci kredi borçları ödemeleri dondurulacak,

Federal binalarda maske zorunluluğu getirilecek.

Geriye dönüş...

Açıkçası Başkan Trump döneminde alınan kararların hepsi, Joe Biden - Kamala Harris döneminde ya iptal edilecek ya da değişiklikler yapılacak. Her ne kadar çoğunluk, Biden’ın iç politikada çok zaman harcayacağını belirtse de, kampanyasında dış politika vizyonuna ilişkin önemli bir prensibe vurgu yapmıştı.

“Yurt içi ve yurt dışı politikalarımız derinden bağlantılıdır” diyen Biden’ın, en azından müttefiklerle ilişkilerin güçlenmesi ve uluslararası örgütlerle tekrar çalışmak gibi konularda düğmeye hemen basması bekleniyor.

Bakanlıklar için oylama

Bu arada ABD Senatosu’nda yarın Savunma, Hazine, İç Güvenlik ve Dışişleri bakan adaylarının onaylanmasına yönelik oylamalar olacak. Eminim Savunma ve Dışişleri bakanlarına sorulacak sorular arasında Türkiye de olacaktır.

Önceden de belirttiğim gibi, Dışişleri Bakanı olarak göreve başlayacak Antony Blinken ismini çok duyacağız. Blinken ekibinin neredeyse tamamı, Türkiye ile önceden çalışmış ve Obama döneminin bilinen isimleri. Yakından tanıdığımız Wendy Sherman Dışişleri Bakan Yardımcılığı’na, Victoria Nuland Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarlığa getirilirken, bakanlığın basın sözcüsü ise Ned Rice oldu. Joe Biden’ın CIA Direktörü seçtiği William Burns ise 33 yıllık bir kariyere sahip. Burns, Barack Obama döneminde Dışişleri Bakan Yardımcılığına kadar yükselmiş, Cumhuriyetçiler tarafından da sevilen bir isim. Burns de Türkiye’yi çok iyi bilen ve ülkemizi defalarca ziyaret etmiş biri. Genel olarak Türkiye’nin kaybedilmemesi ve beraber çalışılması gereken bir müttefik olduğunu dile getiren nadir isimlerden...

20 Ocak’tan sonra Washington ile Ankara’nın nasıl bir başlangıç yapacağını hep beraber göreceğiz ama öncelikle güveninin tekrar geri gelmesi adına iki tarafın da samimi diyalog kapısını aralaması gerekecek.

Bu görüntü çok aranır!

Bundan 12 yıl önce Ocak ayında, seçimi kazanmış olan Barack Obama görevi George W. Bush’tan almadan önce güzel bir teklifte bulunur. Bush’a, “Hayatta olan eski başkanlar ile öğle yemeği yiyelim” der. Bu yemeğe Jimmy Carter, Bill Clinton ve baba George Bush da katılır. Başkan Obama, “eski başkanlardan tavsiye alma fırsatı için minnettar olduğunu” belirten konuşma yapar ve kamuoyundan, daha ilk aydan büyük takdir toplar.

ABD artık bu tür birlik ve beraberlik resimlerini tam anlamıyla göremiyor. Özellikle seçimi kaybeden başkan ile kazanan başkanın aynı karede bile bir araya gelemediği bir ABD var artık. O kadar kutuplaşmış, o denli siyasallaşmış bir başkent var ki, inanılması hakikaten güç. Başkan Trump, Çarşamba sabahı Washington’dan ayrılırken, eski başkanlar Barack Obama, Bill Clinton ve George W. Bush Washington’a gelecek. Trump’ın yardımcısı Mike Pence’in de törene katılımıyla Trump, kamuoyundaki kredisini kaybetmeye devam edecek.

 

YPG-PKK’ya destek politikası değişir mi?

Geçen yıl Donald Trump destekçileriyle “Antifa” grubu üyeleri arasında kavgaları görmüştük. Başkan Trump da, bunun üzerine Antifa üyelerini terörist olarak nitelemişti. Hatırlanacağı üzere Antifa üyelerinin bazıları, Suriye’de YPG-PKK’ya katılmış hatta Türk güvenlik güçleriyle çatışmıştı.

Geçen Cuma günü Florida yaşayan YPG’li Daniel Alan Baker, Trump destekçilerini öldüreceği ihbarı üzerine güvenlik birimlerince tutuklandı. Baker, itiraf dosyasında ABD’de eğitim alan Türk pilotları öldürme niyetine kadar birçok ürkütücü açıklama yaptı. ABD Adalet Bakanlığı, açıklamasında, “YPG, ABD tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK’nın alt koludur” demesi de bir ilk. Zira ABD nin farklı resmi kurumlarının, dolaylı da olsa YPG-PKK’ya yakın olduğunu belirten açıklamalarını görmüştük. Ancak, bu tür açıklamaların bizler için anlamı yok. Zira bu konu, ABD sahada “Evet! YPG-PKK aynıdır ve biz maddi ve manevi ilişkimizi kesiyoruz” diyene kadar Türk-ABD ilişkilerinde sorun olmaya devam edecektir.

ABD’de konuştuğum birçok yetkili YPG’yi maşa olarak kullandıklarını kabul ederken, örgütü DAEŞ ile mücadele için desteklediklerini belirtiyordu. Madem DAEŞ temizlendi, peki şimdiki bahane ne? Biden yönetimin, Türkiye’nin rahatsızlığını bu kez daha iyi anlamasını umuyorum zira Dışişleri Bakanı olarak başlayacak Antony Blinken, geçen yıl yaptığı konuşmada “Suriye’de hatalar yaptık” itirafında bulunmuştu.

Peki, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Ortadoğu ve Afrika direktörü olarak göreve başlayacak Brett McGurk’ün durumu? Evet, sıkıntılı bir isim ama McGurk’ün istediği Suriye dinamikleri artık yok. Türkiye Suriye’nin kuzeydoğusunda belli yerlerden terör unsurlarını temizlemiş durumda. Artık başka aktörlerin de bulunduğu bir Suriye ile karşı karşıya olan Biden yönetiminin Türkiye ile Esad rejimine karşı işbirliği yapması, Suriyeli muhaliflerin etkili olması için ortak hareket etmesi, mültecilere daha sistematik destek olması, terör örgütüne destek sevdasından vazgeçmesi (ki şu anda zor) beklenebilir...

GÖZDEN KAÇANLAR:

Ülkede Kovid-19’dan ötürü toplam can kaybı 405 bine, vaka sayısı ise 24 milyona yükseldi,

Kovid-19’a karşı aşılanan ABD’li sayısı 13 milyonu buldu,

Kongre binasına saldırı sonrası 3 Kongre üyesinin Kovid-19’a yakalandığı açıklandı,

ABD Savunma Bakan Vekili Miller, Irak ve Afganistan’daki ABD askeri sayısının 2 bin 500’e indirildiğini açıkladı,

Pentagon, İsrail’i Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı sorumluluk alanından çıkarıp CENTCOM’un sorumluluk alanına ekledi,

ABD’de Cumhuriyetçilerin yüzde 83’ü, Demokratların ise yüzde 78’i “ülkenin dağılmaya başladığını” düşünüyormuş. (İpsos/Axios)