“Önümüzdeki Bir Iki Sene Içinde Iklim Adaleti Ve Ülkeler Arasındaki Anlaşmazlığım Biraz Daha Iyileştirebileceği Umudundayız”

NEW YORK – Ciner Medya Grubu ABD temsilcisi Ali Çınar, COP-27 zirvesi çerçevesinde Bloomberg HT’de ODİ İklim ve Sürdürebilirlik Politikaları Araştırma Uzmanı İpek Gençsü’yu programına konuk etti.

Gençsu Çınar’ın sorularına şu şekilde yanıt verdi:

COP27 için belirlenen hedefler nedir? Hatırlanacağı üzere zirveler yapılıyor farklı ülkelerde ne kadar gerçekçi? Sözler taahhütler tutuldu mu? 

“Tabi ki bu sene beşinci kez Afrika’da zirve yapılıyor ve aslında burada asıl amaç uygulama. Yani geçen sene COP-26 zirvesinde alınan kararları, sonuçları ve tabi ki bunların çoğu Paris antlaşması ve önceki COPlara dayanıyor. Amaç ise bunları eyleme geçirmek ama bu buluşmanın bir diğer önemli amacı da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında güveni tekrar sağlayabilmek olduğunu belirtebilirim. Çünkü iklim krizinde tarihsel sorumluluğu çok ülke var. Fakat krizden etkilenen ülkeler çok fazla sorumluluk sahibi değil o yüzden onlar arasında nasıl tekrar bir güven sağlayabileğiz. En önemli soru bu. İklim adaleti çok önemli bir konu. Burada katıldığım panellerden de gördüğüm gibi mesela Afrika’dan veya gelişmekte olan ülkelerden katılanlar da aynı şeyi söylüyor. Yani biz neden bu konuda bazı şeyler yapalım ki siz bu sorunu oluşturduğunuz söylemlerini görüyoruyoruz. Şimdi kesin bir çözüm bu sene beklenmiyor ama mesela geçen sene Glasgow zirvesinde alınan kararlara göre önümüzdeki sene sonuçlandırılması için üç konuda bu sene adım atılması bekleniyor.Birincisi, adaptasyon yanı uyum iklim krizine karşı bir küresel uyum hedefi üzerine çalışılıyor. İkinci konu iklim değişikliğinden dolayı meydana gelen kayıp ve hasar problemleri var. Onlara karşı bir mekanizma oluşturulmaya başlanması henüz bir tazminat garantisi beklenmiyor bu sene ama önümüzdeki sene kesin kararlar alınması ve sonuçlandırılması bekleniyor. Ama ülkeler şimdiden kayıp hasar hakkında bazı finansman taahhütleri vermeye başladı ki bu önemli bir gelişme.Üçüncüsü de iklim finansmanı Yani bu konuda iklim finansmanı gelişmekte olan ülkelere yapılan destekte bir ilerleme kaydedilebilecek mi? 

Küresel iklim finansı sizin de uzmanı olduğunuz bir alan. Acaba,Küresel Finans, iklim değişikliğine mücadelesinde etkisi nedir? Yeterli finansman bu konuda sağlanıyor mu acaba?

“Finansman çok gerekli. Yani hem önceden belirttiğim gibi iklim değişikliğine uyum adaptasyon için hem de gelişmekte olan ülkelerin gelecekte karbon salınımlarının artmaması için önemli.Çünkü onların büyüyen nüfusları var enerji ihtiyaçları var. Onları düşük karbonlu bir gelişme sağlayabilmesi için onlara sağlanacak finansman çok kritik. Bu konuda önemli adımlar atıldı. 2009 da Kopenhag’ta. Daha seneler önce ,gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere her sene artacak şekilde 2020 yılında senelik miktarı 100 milyar dolar olacak şekilde finansman sunmayı taahhüt ettiler fakat bu miktara ulaşamadı. Henüz Ülkeler ve sorun bizim ODİ Yaptığımız araştırmalar işte bunu destekliyor. Bu 100 Milyar doların kim ne kadar, hangi ülke ne kadarından sorumlu bir karar verilmedi. Ama bizim yaptığımız araştırmalara göre eğer tarihsel emisyonlara bakarsak, ülkelerin nüfuslarına ve ekonomilerine bakarsak, örneğin ABD,Avustralya ,Kanada bu gibi ülkeler yeterince finansman vermiyorlar. Bir de şöyle bir gerçek var. bu yüz milyar dolar finansman yeterli değil maalesef.Çünkü bizim aslında 1.5 derece ısınmayı geçmemek için yani iklim değişikliği kritik yerlere gelmemesi için çok daha fazla finansman sağlamamız lazım ve aynı zamanda adaptasyon uyum için ama en azından 100 milyar dolara ulaşırsak.Önümüzdeki bir iki sene içinde bu iklim adaleti ve ülkeler arasındaki anlaşmazlığı biraz daha iyileştirebilir diye umuyoruz.

Enerji krizine yönelik uygulanan politikaların iklim hedeflerine etkisi nelerdir? Bilhassa enerji verimliliği konusu çok gündemde...

 “Daha önce COPlardaki kararlardan bahsedersek ,COP-26 da tekrarlanan dördüncü karar var aynı zamanda bu işte hasar ve adaptasyon vesairenin dışında o da küresel ısınmanın endüstri öncesi döneme kıyasla 1.5 dereceyi geçmemesi. Bu gerçekten çok önemli bir karar. Önümüzdeki Geçtiğimiz senelerde bir sürü bilimsel makale yayınlandığı araştırmalar yayınlandı ve bunu geçersek gerçekten çok kritik noktalara geleceğimizi ve geri dönemeyecek bir hasar dünyanın göreceğini belirtiyorlar. O yüzden biliyoruz kıyanı fosil yakıtların salınımlarının, emisyonlarının ana sorumlusu o yüzden onların kesinlikle azaltılması ve işte bu net sıfır hedeflere doğru gitmemiz lazım. O yüzden enerji politikaları çok önemli. Evet dediğiniz gibi enerji kriz nedeniyle birçok ülke hem enerji güvenliğini sağlayabilmek için hem de fosil yakıtlara yönleniyor aynı zamanda tüketicileri koruyabilmek için bir sürü destek sağlamaya başladı. Sübvansiyonlar vesaire. Fakat aslında bunun yerine devletlerin o finansmanı sürdürülebilir enerjiye ve enerji verimliliğini artıracak bir şekilde yönlendirmesi, Enerji tasarrufunu dediğiniz gibi arttıracak bir sisteme yönlendirmesi çok daha önemli olur hem iklim açısından hem enerji güvenliği açısından.

Uluslararası Enerji Ajansı en son yayınlandığı raporunda dünya enerji görünümünü her sene yayınlanıyor. Aslında Ukrayna savaşının enerji krizinin ilk etkileri biraz negatif olabilir. Herkes tekrar fosil yakıtları ama orta ve uzun surecte fosil yakıttan aslında bir fayda görmeyeceğimizi anladılar ve o yüzden temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor. Bunun etkileri. tabii kısa süreçte birazdaha dikkatli olmamız böyle olumlu gelişmelerde umuyoruz ki bu sayede gerçektentemiz enerji ve sürdürülebilir sistemlere geçiş biraz daha hızlanacak.”